KAN BAĞIŞ HAFTASI | Kan bağışı hakkında merak edilenler

Dr. L. Tufan KUMAŞ

• Kimler kan bağışlayabilir?
18- 65 Yaş arasında, ağırlığı en az 50 kg ve üzerinde olan her sağlıklı birey kan bağışında bulunabilir.

• Kan bağışı ne kadar sürer?
Kayıt, muayene, kan verme ve ikram işlemlerinin tamamı yaklaşık olarak 30- 35 dakika sürmektedir. Bir hayat kurtarılması için bu süreyi gözden çıkarmaya değmez mi?

• Kimliğimi bildirmem şart mı?
Bağışçılar her kan bağışı işlemi öncesinde isim-soy isim, doğum tarihi (gün/ay/yıl), TC kimlik numarasını içeren fotoğraflı bir kimlik kartı ve kalıcı adres bilgilerini vererek kendilerini tanıtmalıdır. Aksi takdirde bağış için kabul edilmezler.

• Kan bağışından önce cinsel hayatımla ilgili çok özel bilgilerin de sorulduğu uzun bir form doldurmam gerekiyor. Böylesine özel bilgilerin istendiği bir formun doldurulması zorunlu mudur?
Kişilerin cinsel hayatlarını yargılamak gibi bir amaç kesinlikle söz konusu olmadığı gibi, cinsel hayatın yargılanması tıp etiğine aykırıdır. Kan bağışçısı sorgulama formunun içeriği Sağlık Bakanlığı tarafından belirlenmekte olup, her kan bağışı işlemi öncesinde bağışçı tarafından doldurulması gerekmektedir. Bu form yasal bir zorunluluk olup, kayıtlarınız 5624 sayılı Kan ve Kan Ürünleri Yasası ve ilgili yönetmelik gereğince gizli tutulmaktadır. Hem sizin sağlığınızın hem de bağışladığınız kanı alacak olan hastanın sağlığı açısından formu okuyarak doldurmanız gerekmektedir. Ancak burada bilinmesi gereken en önemli nokta şudur; bu formun eksiksiz ve doğru olarak doldurulması hayati önem taşımaktadır. Bu sorulara vereceğiniz samimi cevaplar yapılacak tüm tarama testlerinden daha değerlidir. Çünkü ne yazık ki; günümüzde %100 tanı kesinliği olan tarama testi yoktur. Kendinizde herhangi bir bulaşıcı hastalığın olduğundan kuşkulanıyorsanız lütfen test sonucunuzu öğrenmek için kan bağışlamayınız! Bu amaçla bir Enfeksiyon Hastalıkları polikliniğine başvurarak test yaptırmanız daha doğru olacaktır.

• Kan bağışına uygun olup olmadığım neye göre değerlendirilir?
Muayene sonucunda doktorumuz; bağışlanacak kanın size veya kanı alacak hastaya zarar verebileceği kararına varmış ise sebebini size açıklayarak kan bağışınızı bir süre erteleyebilir. Bazı durumlar (taşıyıcı hastalık v.b.) ise yaşamınız boyunca kan bağışına engel oluşturabilir.

• Canım çok yanar mı?
Kullanılan iğnenin kalınlığı uluslararası standartlarda bu işlem için uygulanan kalınlıktadır. Hayat kurtarmak için alınan kanın içindeki hücrelere zarar verilmemesi açısından iğnenin kalın olması gerekmektedir. İğnenin kalın olması kan alımı sırasında iğne içinden geçen kan hücrelerinin parçalanmasını engeller, oluşabilecek hasarı azaltır. Acının az hissedilmesi için iğne ucu özel bir işlemle lazerle kesilmiş, silikon ile kaplanmıştır. Personelimiz kan alımı konusunda özel eğitim almış uzmanlardır. Hissettiğiniz acı çok azdır.

• Kan bağışlamaktan korkuyorum. Yine de kan bağışlayabilir miyim?
Eğer korkunuz ve endişeniz çok ise kan vermeniz uygun değildir. Belki de bir yaşam kurtarma düşüncesi, bütün korkularınızı yener.

• Kansız kalır mıyım?
Bağışlanan kan 450 ml (bir kutu kola, 330 ml'dir.) kadardır. Vücudumuzda ortalama 5000- 6000 ml kan bulunur. Alınan kan vücudumuzdaki kanın yaklaşık 1/13'ü kadarı olup, size zarar vermez. Ayrıca kan bağışı öncesinde kan sayımınız yapılır, doktor tarafından değerlendirilirsiniz. Kan bağışından önce yapılan muayenede, kan düzeyi düşük (anemi) olduğu saptanan insanlardan kan bağışı alınamaz. Kan seviyesi normal olan sağlıklı bireyler kan bağışında bulunduklarında eksilen kan hücreleri, kemik iliğinin çalışmasıyla hızla yenilenir. Zaten vücut, bu hücrelerin yapım ve yıkım faaliyetlerini sürekli olarak gerçekleştirmektedir. Alınan kan miktarı ise sağlığı olumsuz etkileyecek düzeyde olmadığı için kansız kalmak gibi bir durum söz konusu değildir.

• Kan bağışlamak sağlığa yararlı ya da zararlı mıdır?
Kan bağışlamanın sağlığa herhangi bir zararı olmadığı gibi faydası da tıbbi olarak kanıtlanmış değildir. Kan bağışçısına manevi olarak doyum sağlar, tanımadığı bir kişinin hayatını kurtarmak bağışçıyı mutlu eder. Sadece kana ihtiyacı olan hastalara faydası vardır. Hayat kurtarıcıdır.

• Kilo alır mıyım? Kilo verir miyim?
Kan bağışının tıbbi olarak kanıtlanmış kilo aldırıcı veya verdirici özelliği yoktur. Genellikle kan bağışı sonrasında yeni kan hücrelerinin üretilmesi sonucu iştah açtığı söylenir. Ancak bu durum psikolojiktir. Bağışlanan kanın yerine konulması düşüncesiyle çok gıda alınmakta ve bu durum kilo alınmasına sebep olmaktadır.

• Hangi sıklıkta kan bağışlayabilirim?
Sağlıklı bireyler için; Erkeklerde; Bağış aralığı 90 günde birdir. Kadınlarda; Bağış aralığı 120 günde birdir.

• Kan bağışçılarına neden ücret ödenmiyor?
Dünya Sağlık Örgütü'nün raporuna göre karşılık beklenerek bağışlanan kanın güvenilirliği düşüktür. Kişi elde edeceği maddi çıkarı düşüneceği için kan bağışına engel teşkil edebilecek durumları (form doldurma ve muayene aşamasında) gizleyebilir. Kanın güvenilirliği açısından gönüllü ve karşılık beklemeksizin kan bağışı gerekmektedir.

• Kan neden para karşılığında satılıyor?
Alınan ücret kana uygulanan testlerin ve işlemlerin ücretidir. Bu ücretler sosyal güvenlik kurumlardan tahsil edilir. Sağlık sisteminde her hizmetin bir bedeli vardır. Bu ücretlerin belirleyicisi ise Maliye Bakanlığı olup, ücretler resmi gazetede yayınlanmaktadır. Bu ücretler ülkenin her yerindeki sağlık kuruluşlarında aynıdır. Sağlık sistemindeki sıkıntılarını çözmüş ülkelerde bu ücretler hasta veya hasta yakınlarına yansımamaktadır. Hastaneler ile sosyal güvenlik kurumları arasında çözülmektedir.

• Kan bağışı bağımlılık yapar mı?
"Bir kez kan verdikten sonra hep kan vermek zorunda kalır mıyım ?" Bu tür inanışlar halk arasında oldukça yaygın olmakla birlikte bilimsel bir dayanağı yoktur. Genellikle, kandaki hemoglobin düzeyinin yüksek olan kişilerde, bu duruma bağlı olarak gelişen bazı şikayetlerin kan bağışı sonrasında hafiflediği görülür. Ancak, kan seviyesi yükseldiğinde aynı süreç yinelenir ve bu kişiler kan verme gereksinimi duyarlar; bu durum halk arasında kan vermenin bağımlılık yaptığı inancına yol açmış olabilir. Kan seviyesi normal olan kişilerde bu tür şikayetler oluşmaz.

• Kan bağışlarken bana AIDS bulaşır mı?
Kan bağışlarken size herhangi bir hastalığın bulaşması mümkün değildir. İğneler steril olup, size kullanıldıktan sonra torbadan özel bir cihazla ayrılıp imhaya gönderilir. Bu iğneler torbaya birleşik üretilmektedir. İğnenin kapağı açıldıktan sonra tekrar takılması ve iğnenin başka bir kişiye kullanılması mümkün değildir. Sadece bağışçıdan hastaya hastalık bulaşabilir.

• Bağışlanan kanlara hangi testler yapılıyor?
Bağış olarak alınan her kan aşağıdaki testlere tabi tutulur:
- Anti-HIV Testi (AIDS)
- Anti-HCV Testi (C sarılığı)
- HBsAg Testi (B sarılığı)
- Sifiliz (Frengi) Testi
- Kan grubu testi

• Test sonuçları bana bildirilecek mi?
Eğer sonuçlarınız negatif bulunmuşsa size herhangi bir bildirimde bulunulmayacaktır. Ancak isteyen bağışçılar test sonuçlarını kan merkezinden öğrenebilirler. Bağışladığınız kana uygulanan tarama testlerinden herhangi birinin pozitif çıkması durumunda ise size haber verilerek doğrulama testleriniz yapılacaktır. Böyle bir durumda endişelenmek ve paniğe kapılmamak gerekir; tarama testlerinin çok duyarlı olması nedeniyle yanlış pozitiflikler olabilmektedir. Kan merkezine çekinmeden geliniz, uzmanlarımız gerekli bilgilendirmeyi yapacaklardır.

• Sarılık geçirdim, kan bağışlayabilir miyim?
B ve C tipi sarılık geçirenler hiçbir zaman kan bağışı yapamazlar.

• İlaç kullanıyorum, kan bağışlayabilir miyim?
Bazı ilaçlar veya bunların kullanılmasını gerektiren hastalıklar kan bağışı için engel oluşturabilir. Lütfen kullandığınız bütün ilaçları kan bağışı öncesinde muayenenizi yapan kan merkezi doktoruna bildiriniz.

• Kan bağışladıktan sonra nelere dikkat etmeliyim?
Kan bağışı günlük yaşantınızın akışında önemli bir değişikliğe yol açmayacaktır. Ancak yine de dikkat edilmesi gereken bazı konular vardır. Kan bağışında bulunulan günde bol sıvı alınmalı, bağışı izleyen 2 saat boyunca sigara kullanılmamalıdır. Araç kullanılacak ise kan bağışı sonrası 30 dakika içerisinde araç kullanılmamalıdır. Kan bağışını takip eden 1 saat boyunca, kan dolaşımı reaksiyonlarının önlenmesi amacıyla uzun süreli ayakta durulmamalıdır. Kan vermiş olduğunuz kolunuza yapıştırılmış olan koruyucu bant 2 saatten önce çıkarılmamalıdır. Kan bağışı yapılan günde aşırı uğraşılarda bulunulmamalıdır. Örneğin; planörcülük, paraşüt sporları, araba ve motosiklet yarışı, dağcılık, dalgıçlık vs. Bağış günü, vücudu aşırı yoran ve sıvı kaybına yol açan aktivitelerden (sauna, spor vb) kaçınılmalıdır. Kan verilmiş olan kolla ilk birkaç saat ağır eşyalar taşınmamalıdır. Bu durum kanamaya yol açabilir. Kan bağışından sonra baş dönmesi, baygınlık hissi olursa yere uzanılmalı veya baş iki dizinizin arasına alınacak şekilde oturulmalıdır. Alkol, ikinci yemek öğününden önce kullanılmamalıdır. Tren makinistleri, ağır yük şoförleri, otobüs şoförleri, ağır iş makinesi operatörleri, vinç operatörleri, pilotlar, işleri gereği portatif merdiven veya şantiye iskelesine tırmanmak zorunda olan kişiler, yer altında çalışan madenciler gibi uzun süre bitkinlik ve yorgunluğa neden olan mesleklere sahip olan kişiler kan bağışında bulunduktan 24 saat sonra bu işleri yapabilirler.

Ülkemizde ne yazık ki yeterli sayıda düzenli ve gönüllü kan bağışı yapılmadığından hastalarımızın kan ihtiyacının karşılanması konusunda ciddi zorluklar yaşanmaktadır. Sizler sadece 30 dakikanızı ayırarak önemli bir sorunun çözülmesine katkıda bulunabilirsiniz.

Her zaman bekleriz.

Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi
Dr. Raşit DURUSOY Kan Merkezi